Bahar hayata yeniden başlamak gibidir. Uzun ve sert geçen kışın ardından uyanmak, doğayla birlikte dans etmektir. Elbette bu yeni günü karşılamak gerekir. Bahar Bayramı: Hıdırellez! Bolluğu, bereketi simgeleyen baharı nasıl karşılarız? Bahar Bayramı’nda neler yaparız? Birlikte keşfe çıkmaya hazır mısınız?
En iyi bahar destinasyonlarını incelemek için tıklayın.
Bahar Bayramı Nedir?
Bahar geldiğinde mi biz böyle oluruz? Yoksa böyle olduğumuz için mi gelir bahar? Bize sorarsanız cevabımız: Bahar geldiğinde yeşilleniriz; yüzümüz güler.
Sanki derin bir kış uykusundan uyanış gibidir bahar. Üzerimizdeki yüklerden kurtulduğumuz, şöyle bir “Oh!” diyebildiğimiz mevsimdir. Ağaçların çiçek açtığı, kuşların dans ettiği neşe dolu aylardır.
Bizler bir şeyleri kutlamaktan keyif duyarız. İşte onlardan biri de baharın gelişidir. “Bahar Bayramı” asırlar boyu Anadolu coğrafyasında yeni yılın başlangıcı olarak kabul görüyor.
Doğanın Uyanışı: Nevruz
Dünyada en çok ses getiren kutlamalarından biri olan Bahar Bayramı, “Nevruz” adıyla da biliniyor. Aslında kelime anlamı bizlere kendini açıklıyor. “Nev” yeni, “ruz” gün anlamına geliyor. Böylece Orta Asya’da kutlanan “yeni günün gelişi” olarak kutlanıyor.
Nevruz kutlamalarını bir ritüel gibi düşünebiliriz.
- Kötü söz orucu
- Çevre temizliği ve alav alav
- Ölü bayramı
- Yaşlı ve hastaları ziyaret
- Çocuk günü
- Gençlik günü
- Yeddi levin
olmak üzere toplam 7 aşamada gerçekleşiyor. Günümüze kadar bu gelenek kuşaktan kuşağa aktarılıyor.
Nevruz Ritüelleri Nedir?
Her toplumun Nevruz kutlamaları kendi inancına göre değişiyor. Bazıları ateşten atlayarak, bazıları da suyun temizleyici gücüne inanarak günahlarından arınıyor. Toprağın canlandığı, bolluk ve bereket mevsimi baharın gelişi için “Nevruz Sofrası” kuruluyor. 7 çeşit yemekten oluşan sofrada herkes her yiyeceği tadıyor. Böylece o senenin huzurlu ve rahat geçeceğine inanılıyor.
Tıpkı bayram sabahı gibi yeni, pırıl pırıl kıyafetler giyiliyor. Herkes günler öncesinden evlerini tertemiz yapıyor. Yeni yılı yani Nevruz’u taze bir şekilde karşılamayı istiyorlar.
Yılın bu dönemlerinde mezarlık ziyaretleri de yapılabiliyor. Geçmiş günleri yad etmek, ölmüş yakınlarını anmak insanların yüreğini hafifletiyor.
Bahar Bayramı’ndan önce insanlar “kötü söz” orucu tutuyor. Gönül kırmamaya, yardımlaşmaya, paylaşmaya daha çok önem veriliyor. Küsler barıştırılıyor; acılar, sıkıntılar bir nebze olsun hafifletilmeye çalışılıyor.
Yarışmalar düzenleniyor, şiirler söyleniyor, hikayeler anlatılıyor. Yumurtalar rengarenk boyanıp tokuşturuluyor. Şarkılar söylenip çılgınca danslar ediliyor.
Ergenekon’dan Çıkış
Nevruz, M.Ö. 3.YY’dan beri kutlanıyor. Çin kaynaklarında yer alan bilgiye göre Hunlar, yılın bu dönemlerinde şenlikler düzenler; eğlenirlermiş. Bu bilgiden yola çıkarak Eski Türklerden bu yana bahar aylarının gelişinin kutlandığı biliniyor.
Meşhur Ergenekon Destanı adını mutlaka duymuşsunuzdur. Ortaokuldan beri öğretmenlerimiz anlatırlar:
Türkler yurtlarına artık sığamaz olurlar. Çare ararlar. “Ne yapsak, ne etsek de yurdumuzu genişletsek?” derler. Düşünürler ama nafile. O an Türklere öncü olacak bozkurt çıkagelir. Kurdu takip ederler. Ergenekon Dağı’nın önünde duran kurt, dağı eritmelerini işaret eder. Sonrasında Türkler demirden dağı eriterek yurtlarından çıkmayı başarırlar. İşte o gün bugündür Nevruz, Türklerin Ergenekon’dan çıkışını simgeler. Özetle yeni bir yurt, yeniden doğuş ve canlanmanın destanıdır.
Mitolojiden Gelen Yardım: Hıdırellez Nedir?
Dileklerimizi kağıtlara yazdığımız, “Böyle olmadı iyice anlaşılır olsun.” deyip üzerine bir de resimlerle anlattığımız gündür Hıdırellez. Ardından taze açmış bir gül ağacına yavaşça iliştiririz.
Bizim yaptığımız küçük bir ritüelden ibarettir. Aslında Hıdırellez’in mitolojik bir geçmişi vardır. “Hızır” ve “İlyas” isimlerinin birleşmesiyle ortaya çıkıyor. Gelin hikayelerini sizlere anlatalım.
Bazı mitlerde kardeş olduğu düşünülen bu iki isim, günün birinde ab-ı hayatı namı diğer “ölümsüzlük suyunu” bulmak için yollara düşüyor. Günlerce süren yolculuklarının ardından bir nehir kenarında dinleniyorlar. Yanlarına aldıkları torbalarından bir balık çıkarıyorlar. Balığı yıkamak için nehre daldırıyorlar. Sonrasında birdenbire ölü balık canlanıveriyor.
Gözlerine inanamayan Hızır ve İlyas, adeta mutluluktan uçuyorlar. Böylece ab-ı hayata kavuşuyorlar. Sonrasında Hızır da İlyas da kendi yoluna devam ediyor. Yeryüzünde kimin ihtiyacı olsa Hızır ve İlyas’ın yardıma koştuğu düşünülüyor. Dolayısıyla bizler de ab-ı hayat mitinden yola çıkarak her sene 6 Mayıs’ta Hıdırellez’i kutluyoruz.
Hızır ve İlyas’ın dileklerimizi duyacaklarına, gül ağacının altında buluşarak bizlere yardım edeceklerine inanıyoruz.
Hepimizin gerçekleşmesini istediğimiz hayalleri vardır. Kiminin ev, kiminin araba. Kiminin iyi bir üniversite, kiminin kazancı bol bir iş. Hayaliniz büyük de olsa küçük de olsa bize sorarsanız bir şans verin. Küçük bir kağıda resmini çizip 6 Mayıs’ı bekleyin. 😉
Baharda Kiralık Araç mı Arıyorsunuz?
Birçok farklı marka ve modeli bulabileceğiniz, Türkiye’nin 1 numaralı araç kiralama platformu Yolcu360 ile 1 dakikadan kısa sürede aracınızı kiralayabilirsiniz. Ödüllü Misafir Merkezimize (0850 360 5 360) 7/24 ulaşabilirsiniz. Ayrıca mobil uygulamamızı aşağıdaki bağlantılardan indirebilirsiniz.
Yorum ekle