Türk kahvesi ile güne başlamaya ne dersiniz? Şöyle dumanı üzerinde mis gibi bir kahve eşliğinde güneşi selamlamak. Sizleri ruhunuza eşlik eden kahve kokusuyla gülümsemeye davet ediyoruz. 😇
Gönülden Gönüle Bir Yol: Türk Kahvesi
Türk kahvesini sevmeyenimiz var mı? Kokusuyla başımızı döndüren, lezzetiyle uzak diyarlarda yolculuğa çıkaran eşsiz Türk kahvesi. Bir yudumuyla zihnimizi açan, arkadaş sohbetlerinin vazgeçilmezi. Şekersizinden, damla sakızlısına; çikolatalısından, menengice pek çok çeşidiyle kalbinizi kazanmak için bekliyor. Peki siz kahvenizi nasıl alırsınız? Anadolu’nun kadim lezzeti Türk kahvesi, yüzyıllardan bu yana en çok tercih edilen içeceklerden biridir. Her bölgede pişirme yöntemleri ve sunum şekilleri farklı olsa da kalplerde bıraktığı iz ortaktır. İster közde pişsin kahveniz, ister ocakta. İster fincanda gelsin kahveniz, ister bardakta. Yudumlarken hissettiğiniz hatırdır önemli olan. Neşeli kahkahalarınıza eşlik eden eşsiz kokusudur önemli olan.
Türk Kahvesi Nasıl Yapılır?
İçinizden “Türk kahvesi hazırlamak çok kolay! Kahve ve su hepsi bu.” dediğinizi duyuyoruz. Dışardan kolay gibi gözükse de güzel bir kahvenin sırrı küçük detaylarda saklı. Ünü dünyaya yayılmış geleneksel Türk kahvesi lezzetini nasıl elde ederiz öğrenelim.
- Öncelikle kahvemizin taze ve kuru olmasına dikkat etmelisiniz. Kavanozun kapağını açtığımız an gelen davetkar kokudan tazeliğini rahatlıkla anlayacaksınız.
- Eğer Türk kahvesini şekerli yapacaksanız fincan sayınızdan 2, orta şekerli yapacaksanız 1.5, az şekerli yapacaksanız 1 küp şeker fazla kullanmalısınız.
- 1’e 1 ölçülerde kahve hazırlamalısınız. Şöyle ki: Hazırlayacağınız her fincan için 1 tatlı kaşığı Türk kahvesi ve 1 fincan suyu cezveye koymalısınız.
- Cezveyi kısık ateşteki ocağa koyup üzeri kabarana kadar bekleyin.
- Kabardığı an üzerindeki köpüğü tüm fincanlara paylaştırın. Unutmayın, Türk kahvesinin bol köpüklü olması en önemli püf noktadır. 😉
- Son olarak kalan kahveyi kaynayana kadar pişirin. Fincanlara kahveyi dağıtırken ayırdığınız köpüğün dağılmaması için yavaş ve dikkatli olmalısınız.
Kırk Yıllık Hatır: Türk Kahvesi
Vaktiyle İstanbul, Üsküdar’da bir kahve satıcısı varmış. Dükkanına gelen Rum gemi kaptanına kahvesinden ikram etmiş. Kaptan bu eşsiz lezzetten çok etkilenmiş. Dükkandan ayrılsa da kahvenin tadını uzun yıllar unutamamış.
Tam 40 yıl geçmiş. Üsküdarlı kahveci düşmana esir düşmüş. Tesadüf bu ya o esnada kahveciyi gören Rum kaptan kendisini tanımış. 40 yıl önce tattığı kahvenin kokusunu hissetmiş bir an. Hemen kahveciye yardım edip, esirlikten kurtarmış.
İşte “Bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı var!” sözü buradan geliyor. 40 yıl da geçse yapılan iyilikler unutulmuyor. Kırk yılın hatrına minik bir yardım eli uzanıveriyor.
Nitekim Türk kahvesinin birleştirici bir gücü yadsınamaz. Sadece Türkiye’de değil tüm dünyada bilinen ve korunması gereken bir değer. Bu bakımdan 2013 yılında UNESCO tarafından “Dünya Somut Olmayan Kültür Mirası” listesinde yer almayı başarıyor. Yüzyıllardır süregelen geleneksel Türk kahvesi kültürümüzün daha çok adından söz ettireceğine eminiz.
Çoban Kaldi’nin Keşfi
Türk kahvesi köklü bir geçmişe sahip. Peki kahve çekirdekleri sizce nasıl keşfedildi? Minicik çekirdeklerden böylesine büyüleyici bir lezzet ortaya çıkabileceğini kim düşündü?
Rivayete göre 14.YY’da Habeşistan’ın bir köyünde ortaya çıkmış kahve çekirdekleri. Kaldi adında çobanlık yapan bir adam varmış. Her gün keçilerini otlatmaya çıkarırmış. Çoban Kaldi bir şey fark etmiş. Ne zaman keçileri, kahve ağacının meyvelerinden yeseler daha enerjik ve mutlu olurlarmış.
Keçileri bu denli mutlu eden meyvenin sırrını dervişlere sormuş. Dervişler de çok şaşırmış. Kahve çekirdeklerini iyice ezip un haline getirmişler. İnsanlar hamurun içerisine az miktarda karıştırıp tüketiyorlarmış. Zamanla kahve çekirdeklerini suyun içerisine atıp içmeye başlamışlar. Böylece yavaş yavaş günümüzdeki kullanım şekline doğru evriliyor. Etiyopyalılar, Yemen’i fethedince kahve Arap dünyasında yayılmış. Oradan da Anadolu’ya ve Avrupa’ya.
Kuru Kahveci Han Gezisi: Tarihi, Nerede, Nasıl Gidilir? yazımızı okumak için tıklayın.
“Nereden nereye.” dedirten bir keşif öyle değil mi? Uzak diyarlardan ülkemize yolculuğu Çoban Kaldi sayesinde başlamış.
Uzun Bir Yolculuk
Etiyopya’dan yola çıkan kahve çekirdeklerinin Anadolu’ya olan yolculuğu epey zaman almış. Tarihi geçmişi Osmanlılara kadar dayanıyor. Yemen valisi Özdemir Paşa sayesinde kahve ile tanışıyoruz. Valiliği sırasında deneyimlediği eşsiz kahve aromasını ta İstanbul’a kadar getiriyor. Bu sayede saray mutfağında kahve hazırlıkları başlıyor.
Arap Yarımadası’ndan farklı bir yöntemle pişirilen kahve, Anadolu’nun vazgeçilmez lezzeti haline geliyor. İncecik öğütülüp, kavrulan kahve çekirdekleri su ve şeker ile cezvelerde yavaş yavaş kaynatılıyor. Saraya gelen özel misafirlere, elçilere, büyük devlet adamlarına sıcak sıcak ikram ediliyor. Anadolu’da kahve kültürü yüzyıllardan bu yana gelenek haline geliyor. Dini bayramların, kız isteme törenlerinin, arkadaş sohbetlerinin aranılan yüzü haline geliyor. Yaşanılan mutluluklar paylaşıldıkça çoğalıyor. Sohbetlerin tadı kahveyle daha da artıyor. Kahkahalar Türk kahvesinin dumanıyla havada uçuşuyor.
Hadi siz de şöyle bol köpüklü bir kahve hazırlayın ve güneşin keyfini çıkarmaya başlayın. 😊
Kiralık Araç Mı Arıyorsunuz?
Birçok farklı marka ve modeli bulabileceğiniz, Türkiye’nin 1 numaralı araç kiralama platformu Yolcu360 ile dünyanın 110 ülkesinde, 1 dakikadan kısa sürede aracınızı kiralayabilirsiniz. Ödüllü Misafir Merkezimize (0850 360 5 360) 7/24 ulaşabilirsiniz. Ayrıca mobil uygulamamızı aşağıdaki bağlantılardan indirebilirsiniz.
Yorum ekle