Tekirdağ Trakya’nın ortasında sık ziyaret edilen noktalardan biri. Özellikle tatil aylarında Çanakkale’ye gideceklerin mecburen uğradığı bu güzel şehrimizi Instagram’ın fenomen seyyahı Gezgininayakizleri hesabının yazarı Cüneyt Durhan sizin için kaleme aldı. Tekirdağ’a gidince mutlaka yapmanız gereken şeyler nedir, gelin size bir Tekirdağlı anlatsın…
Tekirdağ, memleketim diye demiyorum Trakya’nın en güzel sahil şehri 🙂 Bu kez de size kendi şehrimi tanıtmak istedim. Trakya’nın güneyindeki bu küçük ve şirin şehir, İstanbul’a arabayla 1,5 saat uzaklıkta. Dilerseniz Yolcu360’tan İstanbul kiralık araç fiyatlarına göz atıp yola çıkabilirsiniz. Ya da Tekirdağ araç kiralama seçeneklerini değerlendirebilirsiniz.
Tekirdağ’ın ilk sahipleri: Traklar
Şehrin bilinen en eski tarihi Traklara dayanıyor. Sonrasında 1357 yılında Osmanlı egemenliğine girene kadar Makedon, Pers, Roma ve Bizans Medeniyetleri’ne evsahipliği yapmış. Şehrin en büyük değeri ise kuşkusuz Çanakkale Savaşları’nda nam salan 19. Tümen (tüm askerleri şehir olan 57. Alay), Tekirdağ’da toplaranak kurulmuş ve Çanakkale yolculuğu da yine buradan başlamıştır. Her yıl 18 Mart’tan üç gün önce temsili bir grup toplanarak baryak ve sancaklarla atalarının yürüdüğü yolları yürüyerek Çanakkale’ye gitmekte ve ecdadlarını anmaktadırlar.
Eski bir Rum şehri olan Tekirdağ, Rum balıkçı kasabası olarak Bisanthe, Rodosto, Tekfurdağ ve son olarak da bugünkü ismini almıştır. Türkler, Rumlar ve Yahudiler’in bir arada yaşadığı şehir aynı zamanda Üç Kemaller Diyarı olarak da anılır. Bunun sebeplerinden ilki Hürriyet aşkının ilk kıvılcımlarının aldığı Tekirdağ’da doğan vatan şairi Namık Kemal, ikincisi Mustafa Kemal, üçüncüsü ise Üsküp’te doğmuş ve Atatürk zamanında mecliste Tekirdağ milletvekiliği yapan Yahya Kemal Beyatlı’dır. Ayrıca bu şehir için için hatırda kalanlar, üj (üç), bej (beş), h harfinin söylenmesi (hayır yerine ayır denmesi), Tekirdağ rakısı, peynir helvası ve tabi ki Tekirdağ köftesi.
Şehrin en büyük eserlerine gelecek olursak; vatan şairi Namık Kemal’in doğduğu ev olan Namık Kemal Evi (şu an müze olarak hizmet veriyor), Tarihi Valilik Binası, Osmanlı veziri Rüstem Paşa’nın iki eserinden biri olan Rüstempaşa Külliyesi, Tarihi Kütüphane, Rakoczi Müzesi (Macar kurtuluş hareketi prensi Frenc Rakoczi’nin evi), Arkeoloji ve Etnografya Müzesi (Traklar dönemine ait eserler de burada sergileniyor).
Yamaç paraşütünü kesinlikle deneyin!
Şehrin en önemli eserlerinden biri 1831 yılında Zahire Nazırı Ahmet Ağa’nın yaptırdığı Eski Cami’dir. Trekking için Naip, yamaç paraşütü için de şehre 28km uzaklıktaki Ayvasıl mevkiine gidebilirsiniz. Yamaç paraşütü için 100TL ödeyerek 250 ve 625 metrelik pistlerden atlayış yapabilirsiniz. Yükseklik korkuma rağmen denedim ve çok keyif aldım 🙂 Mutlaka deneyin. Hazır buraya kadar gelmişken yanıbaşındaki eski bir Rum köyü olan Uçmakdere’yi de görün derim.
Doğa ananın cömert davrandığı yerlerden olan bu şehrin doğal güzellikleri de oldukça fazla. İstanbul’a olan yakınlığıyla bir haftasonu kaçamağı için çok uygun. Meşhur Tekirdağ Köftesi’nin hakkını veren Köfteci Apti Özcan (belediye iş merkezi yanı) önerimdir.
Köftenin üstüne bol tahinli, cevizli Ayrabolu tatlısı ya da meşhur peynir helvası içinse önerim Helvacı Çakır Usta (Hükümet Caddesi – Çinili Fırın karşısı) olacak. Her sene Haziran ayının ikinci haftası düzenlenen Kiraz Festivali’ni de kaçırmayın derim.
Yorum ekle