Yolcu360 Blog
deniz-suyundan-icme-suyu-1
Araç Kiralama > Yolcu360 Blog > Bilgi > Deniz Suyundan İçme Suyu Yapılır mı?

Deniz Suyundan İçme Suyu Yapılır mı?

Plansız nüfus artışı, sanayileşme ve etkin tarım faaliyetleri dünyanın birçok yerinde belli başlı problemlere yol açıyor. Bu problemlerden bazıları için kısıtlı yeraltı ve yerüstü kaynaklarının tüketilmesi ve çevre sorunlarını artması diyebiliriz. Sanayinin hızlıca gelişmesi ve buna bağlı gelişimler ülkemizde de kaynak tüketimi hızla artırıyor. Bakınca dünyada ve ülkemizde su kaynaklarının giderek tükendiğini görürüz. Mevcut su kaynaklarının kullanılamayacak duruma gelmesi ise su temini konusunu ön plana çıkarıyor. Özellikle, su gibi doğal bir kaynağın geriye dönülemeyecek bir şekilde tüketilmesine engel olmak için bekleyecek zaman yok. Bu yüzden, bu kaynakları koruyacak ve kurtaracak teknolojileri kullanmaya ve geliştirmeye mecburuz. Dünyanın 3’te 2’si kaplayan deniz sularını içme suyuna dönüştürme fikri çok öteden beri var. Ancak bu işlem gerçekleşirken ortaya çıkan tuz oranı tekrar denize dökülüyor. Bu da yani çok yüksek olan atık suyun tekrar denize karıştırılması bölgedeki su altı yaşamını olumsuz şekilde etkiliyor. Peki içme suyunun azalacağını ön görürsek, deniz suyundan içme suyu yapılır mı?

Sorumlu Enerji Tüketimi ve İklim Krizi hakkındaki yazımızı okumak için tıklayın.

Deniz Suyundan İçme Suyu Nasıl Yapılır?

Günümüzün sanayileşmiş ülkeleri yetersiz su rezervlerine rağmen içme suyu ihtiyaçlarını rahat karşılıyor. Fakat bunun yanında özellikle gelişmemiş ülkelerde dünya nüfusunun hemen hemen %25’i ciddi boyutlarda içme suyu sıkıntısı çekiyor. Aynı zamanda bu bölgelerde kullanılan içme suları hijyenik şartlardan da yoksun. 

Dünya üzerindeki su potansiyelinin yalnızca %0.5’i içilebilecek niteliktedir. Suyun %97’si deniz suyu, %2.5’i ise tuz içermesinden dolayı tuzlu yer altı suyu olarak sınıflandırılmaktadır. Söz konusu tuzlu sular içilebilecek nitelikte suya dönüştürülürse su temini açısından sınırsız bir kaynak ediniriz.

Deniz suyunun tuzunu giderme yöntemlerinde, günümüzde buharlaştırıcılı termik metotların çok büyük bir yeri ve önemi vardır. Çünkü bu yöntem sayesinde üretilen suyun çok temiz ve kaliteli olması sağlanıyor. Bununla beraber tesisin tam otomatik ve durmadan işletilerek büyük miktarlarda taleplerin karşılanması da mümkün hale geliyor.

Buharlaştırıcılı damıtma tesislerinin büyüklüklerine göre günlük tatlı su üretimi 5000-50000 m3 olarak değişiyor. Bunun yanı sıra tatlı su üretilirken 50-500 gr/m3 tuz üretimi de yapılabilabilir. Bu özelliği sayesinde termik yollarla deniz suyundan elde edilen içme ve kullanma suyu üretim teknolojisi denizlere kıyısı olan veya su sıkıntısı çeken bölgeler için vazgeçilemez bir teknoloji haline geliyor. 

Tuzu Ayırabilir Miyiz?

Deniz suyundaki yüksek tuz içeriğinden dolayı yerleştirilen boru demetleri meydana gelebilecek korozyon tehlikesi ve sistem içinde yoğuşturucu/buharlaştırıcı vazifesi görüyor. Boru demetlerinin iç çeperlerinde oluşabilecek tortulaşma (kabuklaşma) çok kademeli sabit entalpi buharlaştırıcıları yöntemi ile en aza indirilebiliyor. Hatta tamamen ortadan da kaldırılabiliyor. 

Deniz Suyunu içme suyuna çeviren diğer bir yöntem ise ters ozmoz yöntemidir. Ozmoz terimi, çözelti halindeki bir sıvının kendiliğinden yarı geçirgen bir zardan geçmesi durumudur. Bu yolla farklı konsantrasyonlara sahip iki çözelti çözüldüğü sıvıdan ayrılır. Bu yarı geçirgen membranlar çok ince bir materyalden oluşuyor.

İdeal şartlarda bu membran, çözeltiyi inorganik ve organik maddelerden, kolloitlerden, bakterilerden, istenmeyen moleküllerden ve ayrıca iyonlarından ayırarak saf çözelti haline getirir. Çözelti akışı ise daima seyreltilmiş saf çözeltiye doğru gerçekleşir. Bu akış ozmotik basıncın dengelendiği ana kadar sürüyor. Bu an çözelti akışının membranın iki yönünde de gerçekleştiği zaman dilimidir. 

Bu olayda seyrelmeye ulaşma isteği ile, konsantre çözeltide meydana gelen hacim artmasının yol açtığı hidrostatik yüksek basınç arasında dinamik bir denge söz konusudur. Bu hidrostatik yüksek basınç çeşitli konsantrasyonlara sahip çözeltiler arasındaki ozmotik basınç farkına eşittir. Ozmotik basınç iki çözelti arasındaki konsantrasyon farkına bağlıdır.

Deniz Suyundan Üretilen İçme Suyu Zarar Verir mi?

deniz-suyundan-icme-suyu-2

Su canlı organizmalar için hayati öneme sahip bir şeydir. Okyanuslarda, denizlerde, göllerde, nehirlerde, su buharı şeklinde havada ve yerin altında bol miktarda bulunuyor. Bu bakımdan su aslında her an çevremizde.

Dünya’nın yüzeyinin %71’i suyla kaplı olmasına rağmen Dünya üzerindeki suyun ancak %2,5’u tatlı su. Ayrıca içilebilir tatlı suyun sadece yüzde biri insanlar tarafından kullanılabilecek şekilde yerin yüzeyinde bulunuyor. Ulaşılabilir tatlı su miktarının sınırlı olması nedeniyle özellikle dünyanın belli bölgelerinde, örneğin Orta Doğu’da, Kuzey Afrika’da içme suyu ihtiyacı deniz suyunun arıtılması ile sağlanıyor.

Tuzun deniz suyundaki oranı yaklaşık %3,5’tur. Aslında tatlı sular da az da olsa tuz içeriyor. Ancak bu oran deniz suyununkinin yaklaşık 35’te biri kadardır. Deniz suyu içinde bulundurduğu elementlerin doğal olamasına rağmen içilmeyecek sudur. Aşırı tuz miktarı insan sağlığı için fazladır. Sudaki tuz oranının azaltma işlemleri ile tüketilebilir ancak. Fakat bu da denizin altında yaşayan canlı dostlarımızın yaşamlarını tehlikeye atacaktır.

Deniz altındaki yaşama etkisi

Deniz suyunun içme suyuna dönüştürülmesini yukarıda teknik dille bilimsel boyutuyla anlattık. Genel olarak deniz suyundaki tuzun ayrıştırılması için iki yöntem kullanılıyor. İlkinde deniz suyu ısıtılarak buharlaşması sağlanıyor. Daha sonra su buharı soğutularak yoğunlaştırılıyor ve sıvı haldeki saf su depolanıyor. İkinci yöntemde ise deniz suyundaki çözünmüş haldeki tuzla alakalı.  Tuz, sadece belirli büyüklükteki parçacıkları geçiren bir zar kullanılarak, ayrılıyor. 

Ancak bu süreçte ortaya çıkan tuz oranı çok yüksek olduğu için tehlike barındırıyor. Yani suyun tekrar denize aktarılması bölgedeki sualtı yaşamını olumsuz şekilde etkiliyor. Arıtma sistemlerinin tuzlu suyun aşındırıcı etkisinden korunabilmesi için kimyasal maddeler kullanılıyor. İşlem sonunda bu maddeler atık su ile birlikte deniz suyuna karışıyor. Ayrıca arıtma tesislerinden çıkan yüksek sıcaklıktaki su, deniz suyunun sıcaklığında artışa neden oluyor.

Tuz oranı çok yüksek olduğu için deniz suyundan daha yoğun olan atık suyun denizde yaşayan canlı türlerini etkiliyor. Atık sular çok sayıda farklı noktadan deniz suyuna boşaltılıyor. Ve bu da atık suyun denize karışması kolaylaşıyor. 

Deniz altında yaşayan canlılar için daha iyi çözümler geliştirilebilir.

Kiralık Araç mı Arıyorsunuz?

Birçok farklı marka ve modeli bulabileceğiniz, Türkiye’nin 1 numaralı araç kiralama platformu Yolcu360 ile 1 dakikadan kısa sürede aracınızı kiralayabilirsiniz. Ödüllü Misafir Merkezimize (0850 360 5 360) 7/24 ulaşabilirsiniz. Ayrıca mobil uygulamamızı aşağıdaki bağlantılardan indirebilirsiniz.

yolcu 360 huawei app indirTrabzon'da Araba Sürme YerleriTrabzon'da Araba Sürme Yerleri

Yorum ekle