Görünmeyen engeller ile çevrili olduğunuzu düşünüyor musunuz? Sanki biri sizin özgür olmanızı istemiyormuş gibi. Belki cam tavan sendromu yaşıyor olabilirsiniz. Endişelenmeyin. Cam tavan sendromu nedir? Tüm sorularınızı cevaplıyoruz.
Cam Tavan Sendromu Nedir?
Çalışma hayatının birtakım zorlukları vardır. Gün içerisinde karşılaştığımız sıkıntılı anlar, anlaşmazlıklar bizi zaman zaman işimizden soğutabilir. Kurumsal sistemin getirdiği hiyerarşik düzen çoğu zaman bizi yıldırır.
Hemen hemen ülkelerin hepsinde erkeklerin çalışma hayatına katılımı kadınlara oranla daha yüksektir. Bu durum ataerkil bir yapının oluşmasına sebep olur. Erkek egemenliğinin olduğu çalışma koşullarında kadınların yükselişi epey zorlaşır. Hatta imkansızlaşır. İşte cam tavan sendromu bu durumlarda söz konusu oluyor.
Peki cam tavan sendromu nedir? Kurum ve kuruluşlarda bir grubun çoğunlukta olması diğerlerini azınlık konumuna düşürüyor. Haliyle azınlık kesim sanki üzerinde görünmez bir sınır, görünmez bir cam varmış gibi hissetmeye başlıyor.
Cam Tavan Deneyi
Pirelerin ne kadar yükseğe zıpladığını biliyoruz. Bilim insanları da onların bu özelliklerinden yola çıkarak bir deney tasarlıyor.
Birkaç tane pireyi 30 cm uzunluğundaki cam fanusun içine koyuyorlar. Tabanında metal bir lehim olan fanus ısıtılmaya başlıyor. Sıcaktan rahatsız olan pireler kaçmak için zıplıyor. Fakat fanusun ağzı kapalı olduğu için başlarını cama çarpıp, düşerler. Bu kaçış eylemini birkaç kez gerçekleştirirler. Pireler camı fark etmedikleri için kaçma istekleri her seferinde olumsuz sonuçlanır. Tüm pireler artık 30 cm yüksekliğe zıplama yetisine sahiptirler.
Ardından deneyin ikinci aşamasına geçilir. Bu sefer fanusun üzeri açıktır; cam ortadan kaldırılmıştır. Fakat buna rağmen pireler yine 30 cm zıplamaktadırlar. Aslında daha uzağa zıplayıp çıkma şansları olmasına rağmen hiçbiri bunun için çaba göstermezler. Sendromu en güzel bu deneyle özetleyebiliriz.
Cam Tavan Sendromu Nasıl Geçer?
Psikolojide adına “öğrenilmiş çaresizlik” denen cam tavan sendromu sadece insanlar değil tüm canlılar için geçerlidir diyebiliriz. Tıpkı pire deneyinde gördüğümüz gibi.
1986 yılında Wall Street Journal bir makale yayınlıyor. Buna göre kadınların iş hayatında yükselmelerinin önündeki en büyük problemin üzerlerinde bir engel varmış gibi hissetmeleri olduğu söyleniyor. Bu sebeple sendrom kadınların üst düzey işlere terfi almalarını engelleyen bir metafor olarak kullanılıyor.
Cam tavan sendromu nasıl geçer? Kadınlar bu baskının üstesinden nasıl gelebilir? Her şeyden önce işverenler cinsiyet eşitliğine önem vermeliler. Ön yargılardan arınmış, yaratıcı fikirlere önem veren, demokratik bir yaklaşım içinde olmalılar. İş ve özel hayat dengesini sağlayabilen, esnek çalışma programları oluşturan kısacası yapısal engelleri kadın çalışanları için kolaylaştıran şirket politikaları düzenlenmelidir. Bu sayede yoğun tempolu iş hayatı biraz olsun çekilebilir bir hale gelir.
İyi hissettiren filmler yazımız için tıklayın.
Cam Tavan Sendromu Nasıl Hissettirir?
Temelde kadınları kapsayan bu sendrom aslında tüm azınlık grupları etkileyebilen bir problemdir. Gerek cinsiyet, gerek etnik köken olsun geniş bir kesimi ilgilendiriyor.
Öğrenilmiş çaresizlik yani “Ne yaparsam yapayım olmuyor” hissi insanı hayata karşı olumsuz bakış açısı kazanmasına neden oluyor. Artan depresif ruh hali kontrol edilemez öfkeye, engellenemez kızgınlıklara sürüklüyor. Hayat karşısında çözümsüz kalmak insanı oldukça yorar.
Hatta artan psikolojik belirtiler ilerleyen dönemlerde mide ve bağırsak problemlerine yol açar. Ani kilo kaybı ya da tam tersi ani kilo artışları bedensel anlamda size ciddi zararlar verir.
Nasıl Gerçekleşir?
Cam tavan sendromu her ne kadar dış etkenli gibi gözükse de aslında bizim duygularımızı yönlendirmemiz sonucu oluşur. Değişmezlik inancı diğer bir deyişle: “Böyle gelmiş böyle gider.” bakış açısı bizi yıldırır. Devamında açığa çıkan etkisizlik, işe yaramazlık düşüncesi sendromu daha da körüklüyor.
Kontrolsüzlük, başarısızlık, azalan özgüven derken bir bakmışsınız sendrom sizi sarıp sarmalamış. Fakat bu durumdan kurtulmanın ilk koşulu içinde bulunduğunuz sorunu kabullenmek ve bir an önce eyleme geçmektir.
Dr. David J. Schwartz’ın dediği gibi: “Bir şeyin imkansız olduğuna inanırsanız, aklınız bunun neden imkansız olduğunu size ispatlamak üzere çalışmaya başlar. Ama bir şeyi yapabileceğinize inandığınızda, gerçekten inandığınızda, aklınız yapmak üzere çözümler bulma konusunda size yardım etmek için çalışmaya başlar.”
Kiralık Araç mı Arıyorsunuz?
Birçok farklı marka ve modeli bulabileceğiniz, Türkiye’nin 1 numaralı araç kiralama platformu Yolcu360 ile dünyanın 110 ülkesinde, 1 dakikadan kısa sürede aracınızı kiralayabilirsiniz. Ödüllü Misafir Merkezimize (0850 360 5 360) 7/24 ulaşabilirsiniz. Ayrıca mobil uygulamamızı aşağıdaki bağlantılardan indirebilirsiniz.
Yorum ekle