Çanakkale hakkında daha önce pek çok gezi rehberi yayınladık. Bu sefer de edebiyat düşkünleri için, elinizde güzel bir kitapla turlamanızı sağlayacak bir yazıyla karşınızdayız.
Gezilecek ve görülecek yerler konusunda asla bir güne sığmayan bir şehir Çanakkale. Lakin ben “Kısa Kısa Çanakkale” tarzında bir günde yapılabilecek alternatiflerden ve tabii bana o gün eşlik eden kitaptan bahsedeceğim.
İstanbul’dan arabayla dört saat kadar uzaklıkta bir mesafede olduğundan her mevsim tercih edilebilecek bir seçim aslında Çanakkale. Tarihiyle de doğal güzellikleriyle de hem gezmek isteyeceğiniz hem de yaşamak isteyeceğiniz illerden. Ulaşımı da arabalı vapur kullanarak üç farklı şekilde yapabilirsiniz: Gelibolu’dan Lapseki’ye geçip oradan Çanakkale yapabilir veya Kilitbahir’den ya da Eceabat’tan da direkt Çanakkale‘ye ulaşabilirsiniz. Kilitbahir’i, Eceabat kadar bilinmediğinden uzun süre kuyrukta beklemek istemeyenlere önerebilirim. 🙂 Yola çıkmadan önce Yolcu360‘tan kiralık araç fiyatlarına bakmanızı tavsiye ederim. İstanbul’dan gelecekler İstanbul araç kiralama fiyatlarını inceleyebilirler. Neden arabayla gelin diyorum? Çünkü daha arabalı vapurdayken bile göreceğiniz manzara ise size şehri sevmek için bir sebep verebilir.
Vapurdan indiğinizde sizi güzel bir sahil şehri karşılıyor ve eğer ilk kez gidiyorsanız es geçmemeniz gereken birçok müzeyle gezmeye başlayabilirsiniz.
Çanakkale’de mutlaka görmeniz gereken yerler
- Deniz Müzesi
- Arkeoloji Müzesi
- Kent Müzesi gibi
- Aynalı Çarşı
- Nusret Mayın Gemisi
Çanakkale daha önce birçok kez gittiğim bir yer olduğundan, ben bu son gidişimde hiçbirine tekrardan gitmedim. Lakin özellikle Nusret Mayın Gemisi’ni görmenizi tavsiye ederim.
Yaşamak isteyeceğiniz bir şehir derken kastettiğim şey ise tam olarak Yeni Kordon olabilir. Uzunca bir sahil boyunca çok geniş bir yürüme yolu mevcut ve yürüme yolunun gerisindeki evlerden birinde oturup denize doğru içeceğinizi yudumlamak inanılmaz keyifli olacaktır. Fazlaca üşengeç olmama rağmen o sahil boyunca uzanan yürüme yolu, sabah erkenden kalkıp yürüyüş yapmaya veya bisiklete binmeye özendiriyor.
Özellikle yürüyüşe çıkmış şehir sakinlerini görünce. Akşamlarında da kumsalda ve yürüyüş yolunda fazlasıyla eğlenceye şahit olacağınızı söyleyebilirim. Ve sanırım özellikle İstanbul trafiğinden muzdaripler için en güzel tarafı şehrin her yerine yürüyerek ya da bisikletle de ulaşabiliyor olmanız. Araba kullanıyorsanız da belki uzun süren trafik ışıklarından muzdarip olabilirsiniz yalnızca. 😀
Çanakkale’de mutlaka yemeniz gereken yemek
Tabii Çanakkale’ye gelmişken yemeden asla dönmemeniz gereken şey kesinlikle sardalya! Turşu suyuyla beraber elbette. Özellikle “Sardal-ye”de yemenizi tavsiye etmem gerekiyor tabii. Balık sevmediğim halde Çanakkale’ye gelmek için büyük bir neden burası. Ben çok hoşlanmıyor olsam da adım başı peynir helvacısı da görecekseniz. O konuda da en meşhur yerin “Kadir Usta” olduğunu söyleyebilirim.
Çanakkale’den dönmeden önce de vapur saatinizi beklerken Eski Kordon’da sıralanmış kafe ya da çay bahçelerinden birinde manzaraya eşlik etmeyi atlamamanızı tavsiye ederim.
Çanakkale’yi Rysa Walker’ın Zaman Sıçraması kitabıyla gezmek
Bu gezide bana eşlik eden kitaba geçersek, kendisi tam da Yeni Kordon’daki evlerden birinin balkonunda, o manzaraya karşı size eşlik etmesini isteyeceğiniz sürükleyicilikte bir zaman yolculuğu kitabı: Rysa Walker’ın Chronos Dosyaları üçlemesinin ilk kitabı Zaman Sıçraması.
Fantastik kitap okumayı sevenler için keyifli bir okuma yolculuğu sunan bir kitap Zaman Sıçraması. 17 yaşına girmek üzere olan Kate’in zaman yolculuğu genine sahip olduğunu öğrenmesiyle başlayan ve serinin asıl konusuna da giriş yapan bir ilk kitap. Zamanda yolculuk yaparak tarihi değiştirmeye çalışanlara karşılık Kate’in mücadelesini okuyacağınızı vadeden bir serüven başlangıcıydı. Bu tarihteki değişikliklerin de insanların inançlarına yatırım yapılarak değiştirilmeye çalışılması kısmı merakla okunuyordu. Ki ben bu kitabı, zaman yolculuğunu benzer bir şekilde işlemesinden dolayı, Pegasus Yayınları’ndan çıkmış olan Aşk Tüm Zamanların İçinden Geçer serisine de benzettiğimi söyleyebilirim.
Kitabın ortalarında, zaman yolculuğuyla ilgili teknik kısımlarda, çeviri kaynaklı olabileceğini düşündüğüm bazı karmaşık ya da anlaşılması güç kısımları vardı. Lakin bunun haricinde kolayca okuyabileceğiniz ve ikinci kitaba da geçmek isteyeceğiniz türden bir romandı.
Dolayısıyla Çanakkale’de bir macera yaşamak için elinize bir kitap alarak kendinizi yollara atabilirsiniz. Güzel bir denize, sakin bir şehre ve gezilesi bir ton yere ulaşmak için illa zaman yolculuğuna ihtiyacımız yok. Bir sonraki kitap yolculuğunda buluşmak üzere…
Yorum ekle