Konfor alanından çıkmak deyimi, son yıllarda öyle popüler bir hale geldi. Hemen her yerde kullanılıyor. Bazen de yanlış kullanılıyor ve yanlış anlaşılıyor. Biz de konfor alanı üzerine bir içerik hazırladık. Seyahate daha fazla yer açarken alıştığınız rutini kırmanızın size neler katabileceğine dair harika notlar aldık. Bu yazı, size iyi gelebilir. Mutlaka okuyun 🙂
Dünyanızı Değiştirmek İçin Bir Fırsat: Konfor Alanından Çıkmak!
Konfor alanından çıkmak, yaşamı ve kendini bulmak için önemli. Kişisel motivasyon arayanların ilk durağı da konfor alanından çıkmak olmalı. Konfor alanını terk etmek üzere kendini eğiten insanların, gerçek yeni bakış açıları kazandıklarını biliyoruz. Çok başarılı olmuş pek çok kişi de bu konunun önemine vurgu yapıyor. Hayatınızdan memnun değilseniz, yaşadığınız herhangi bir şey sizi kronik olarak üzüyor ya da geriyorsa yapmanız gereken şey, başka bir açıdan bakmak. Onu yapmak için de konfor alanından çıkmanız gerek.
Başka bir yere taşınmak, yeni bir işe geçmek, yeniden başka bir konuda eğitim almak ya da günlük alışkanlıkları değiştirmek de konfor alanından çıkma yolları. Seyahat etmek de bu konuda yapabileceğiniz en harika şeylerden biri. Peki, seyahat ederek konfor alanından çıkmak, insana ne katar ve neden önemlidir? Bu soruya yanıt vermeden önce konfor alanı nedir, oradan çıkmak ne demektir ve neden gereklidir gibi soruların cevaplarına birlikte bakalım…
Konfor Alanı Nedir?
Konfor alanı ne demek diye merak edenler için hemen konuyu biraz açalım. Alıştığınız ve süregelen düzen, sizin konfor alanınız. “konfor” kelimesi, kulağa çok hoş geliyor. “rahatlık” çağrışımı yapıyor. Bu da “nesi kötü konforun” diye düşündürüyor. Ancak alıştığınız şey, her zaman iyi değildir. Sürekli sağlıksız beslenme rutini olan biri, bu durumun sonuçlarından şikayet etse de alıştığından vazgeçmez. Konfor alanından çıkmakta zorlanır. Beyin, alıştığını yani bildiğini tekrar etmek ister. Farkındalık ise bununla mücadele etmeyi mümkün kılar. Benzer şekilde spora vakit ayırmayan biri de konfor alanından çıkmakta zorlanır.
Konfor Alanından Yüksek Performans Çıkmaz!
Mehmet Emin’in bu sözü, sosyal medyada çok belki karşınıza çıkmıştır. Zorlanmanın gelişim için önemine vurgu yapan Mehmet Emin’i doğru anlamak da önemli. Yersiz zorluklar, gereksiz eziyet çekme de çok anlamlı değil. Ama konfor alanını yani hep alıştığınız o rutini değiştirerek beyninizi ve duygularınızı şaşırttığınızda yeni bağlantılar kurmak için gösterdiği çaba sizi geliştiriyor. Bu da yüksek performanslı insanların sırlarından biri. Hikmet Anıl Öztekin de bu konuda güzel bilgiler paylaşıyor. Ondan yararlanarak bu konuyu biraz anlayalım.
Hikmet Anıl Öztekin, konfor alanını anlamaya yardımcı olacak harika bir örnek veriyor:
Zamanın birinde bir adam ticaret için bir köye gider. Köy meydanında sürekli inleyen bir köpek görür. Bir iki gün köyde kalır ve köpeğin inlemesinin hiç durmadığını fark eder. Köylüye sorar; “bu köpek neden devamlı inliyor?” Köylü de der ki; “yattığı yerde bir çivi var ve ondan rahatsız oluyor”. Adam şaşırır. Anlamak için sorar: “Peki, neden yerini değiştirmiyor”. Köylü de der ki; “çünkü oraya alıştı”.
Bu hikaye konfor alanının insana olan etkisi için çok somut bir fikir veriyor. Her gün aynı işe gidip, hiç bir gelişim göstermediği halde ve bunun da farkında olduğu halde alıştığı ortamı bırakamayan milyonlarca insan var. Komşularının kötülüklerinden bezmiş olsa da alıştığı düzeni bozamadığı için o mahalleden taşınamayan yüzlerce kişi gibi.
Peki Ne Yapmalı?
Kalabalık kentlerde plazalarda bulduğumuz işlere gidip gelmek, minicik evlerde uyuyup uyanmak ve aralardaki zamanı da dizilerle geçirmek hepimizin ortak konfor alanı. Hepimiz bu durumdan şikayet etsek de farklı bir seçeneğe çok zor yöneliriz. Çünkü bu alıştığımız alanı terk etmeye çoğumuzun cesareti yok. Hatta bu rutinin öylesine bağımlısıyız ki biraz uzaklaşsak geri dönmek istiyoruz. Bekleyen çamaşırları, tozlanan balkonu, kuruyan çiçekleri düşünüp o rutine devam etmek istiyoruz. Oysa sırt çantasını doldurup yakın uzak fark etmeksizin bir yerlere gitsek, döngüyü ara ara kırıp geri dönsek acaba bakış açımız aynı mı kalır? İşte bu nedenle seyahat etmek çok değerli. Çünkü sizi, alıştığınız ve sürekli tekrar ettiğiniz her şeyden çıkarıp uyandırıyor. Yeni yollar bulmak, bir yere nasıl gideceğinin telaşını yaşamak, yolun sonunda yeni bir lezzeti deneyimlemek, uykusuz kalmak ya da üşümek sizi geliştirecek olan değerler.
Zamanı Yaşlanmak Yerine Keşfetmek İçin Kullanın!
Yeni fikirleri kitaplar ve filmlerle keşfedin. Yeni duyguları yeni insanlar tanıyarak anlamaya çalışın. Farklı bir bakış açısını da yeni yerler görerek kazanın. Uçak bileti alıp uzaklara yolculuklara çıkabilirsiniz. Yaşadığınız kentin görmediğiniz köşelerine doğru bir gezi planlayabilirsiniz. Seyahat ederek zihninizi aktif kılabilir ve ruhunuzu doyurabilirsiniz. Bavul hazırlamak, havalimanında beklemek, ulaşım için çabalamak, konaklama aramak ve bilinmeze gitmek bazen korkutur. Ama cesaret edin. Böylece başka bakış açıları kazanmak ve kendi hayatınıza yeniden ama başka bir gözle bakmak için bir fırsatınız olabilir. Durduğunuz yerde yaşlanmayı beklemeyin 🙂
Kişisel Gelişim: 10 Adımda Hedefe Ulaşma Sanatı yazımız için tıklayın.
Kiralık Araç mı Arıyorsunuz?
Birçok farklı marka ve modeli bulabileceğiniz, Türkiye’nin 1 numaralı araç kiralama platformu Yolcu360 ile dünyanın 110 ülkesinde, 1 dakikadan kısa sürede aracınızı kiralayabilirsiniz. Ödüllü Misafir Merkezimize (0850 360 5 360) 7/24 ulaşabilirsiniz. Ayrıca mobil uygulamamızı aşağıdaki bağlantılardan indirebilirsiniz.
Yorum ekle