Xanthos Letoon Antik Kenti Gezisi

Xanthos Letoon Antik Kenti, sıcacık enerjisiyle sizleri selamlıyor. Ege ve Akdeniz’in kucaklaştığı noktada yer alan bu iki şehri birlikte keşfetmeye ne dersiniz? 

Xanthos Letoon Antik Kenti

Akdeniz sahillerinin ruhu bir başkadır. Denizin güneşle uyumu kalbinize fısıldar. Öylesine sıcak kanlıdır ki Akdeniz; gülümsemesiyle kucaklar sizi.

Ege ve Akdeniz olarak ayrılsalar da aslında kardeş gibidirler. Birbirlerine benzemezler ama birbirlerinden de ayrılamazlar. İşte Xanthos Letoon Antik Kenti iki kardeşi bir araya getiren görünmez bir bağ gibidir. Antalya ile Muğla illeri arasında bulunması Xanthos-Letoon’u sihirli kılar.

1988 yılında UNESCO Dünya Mirası listesine girmeye hak kazanmıştır. Doğal güzelliği yüzyıllar boyunca pek çok uygarlığın aklını başından almıştır. Bu yüzden Antalya ile Muğla bölgesi Likyalılardan Romalılara pek çok medeniyete ev sahipliği yapmıştır. Antalya’ya 3 saatlik, Fethiye’ye ise sadece 1 saatlik mesafede yer almasından dolayı turistlerin uğrak rotalarından biridir. 

Türkiye antik şehirlerinden Xanthos-Letoon Antik Kenti’nde Helenistik Dönem’in en güzel eserleri mevcut. Özellikle 2200 kişi kapasiteli Xanthos Tiyatrosu aşina olduğumuz Roma tiyatrosu ruhunu yansıtıyor. Tiyatronun kuzeyinde yer alan kare şeklindeki meydan ise Roma Agorası. Burası Xanthos’un merkezi konumunda yer almasından dolayı önemi artıyor. 

Ürpertici Son: Xanthos

Bir şehri istila edince neler olur? İstila edilen şehir kendini nasıl savunur? Halk çaresiz kalınca ne kadar ileriye gidebilir? Tüm bu soruların cevabı Xanthos tarihinin tozlu sayfalarında gizli.

Bundan yüzyıllar önce Xanthos, Likyalıların en büyük ve en önemli şehriymiş. Hatta uzun yıllar başkent görevi de görmüş. Irmağın kıyısında, doğayla iç içe olan halk mutlu mesut yaşarmış. Ta ki Perslerin istilasına kadar. 

Neye uğradığını anlamayan Xanthos halkı son nefesine kadar şehirlerini savunmuşlar. Fakat ne yaptılarsa da bu zulmü geri püskürtememişler. Çaresiz kalan Xanthoslular önce kadın ve çocukları ardından da şehri ateşe vererek canlarına son vermişler. Bu istila toplu intiharla bitse de Xanthos halkı, bağımsızlıklarından taviz vermeyerek kendilerine gururlu bir son yazmışlar. 

İstiladan sağ kurtulan aileler tarafından şehir yeniden kurulsa da halk, bir türlü eski mutluluğuna kavuşamamış. Xanthos, çıkan yangınlar ve iç savaşlar yüzünden yıllar boyunca hep felaket yaşamıştır. 

Xanthos şehrine geldiğinizde sizin de dikkatinizi mezarlar çekecek. Likya Dönemi’nin en güzel örneklerinden olan bu kaya mezarlar, mimarisiyle görenleri kendilerine hayran bırakıyor. Hatta yakın bölgede yer alan Myra Antik Kenti’ndeki mezarlar yapılırken Xanthos mimarisinden etkilenildiği düşünülüyor. Kayalara şekil verilerek ortaya çıkarılan bu eserler ufak tefek eksikleriyle de olsa günümüze kadar gelmeyi başarıyor. 

Mitolojiden Gelen Aşk: Letoon

Yunan mitolojisinde en güçlü ve en önemli Tanrı olan Zeus’u biliyoruz. Namı diğer “Tanrıların Babası.” Zeus bir gün güzeller güzeli Leto’ya aşık olur. Aralarında herkesten gizledikleri ilişkileri başlar. 

Aradan zaman geçer ve Leto gizli aşkın meyvesi; ikiz çocuklarına hamiledir. Fakat Leto, Zeus’un karısı Hera’dan çok korkar. Hatta korkusundan şehirden kaçar; Delos’a yerleşir. Nihayet Apollon ve Artemis adındaki ikizleri dünyaya gelir.

Leto’nun korkusu hala devam eder. Ne yapıp, edip Hera’dan daha çok uzaklaşmaya karar verir. Yola çıkar. Yolda karşılaştığı kurtlar ona yardım ederek Xanthos Nehri’ne ulaştırır. İşte bu bölgeye Letoon ismini veren Leto ile Zeus’un gizli aşkıdır. 

Antik Çağ’da bu bölge kutsal kabul ediliyordu. Uzun yıllar Likya’nın dini merkezi konumundaydı. Letoon’da yer alan Apollon ve Artemis tapınakları, çeşmeler ve manastır bölgenin değerini artıyordu. Özellikle Leto’ya ithafen yapılmış tapınak büyüklüğüyle dikkat çekiyor. 

“Söz uçar, yazı kalır.” diye boşuna dememişler. M.Ö. 337 yılından kalan yazıtlar sayesinde Letoon hakkında bilgiler edinebiliyoruz. Likçe, Yunanca ve Aramice olarak üç dilde hazırlanmış bu yazıtlarda dönemin yaşam şartlarına dair izler bulabilmek mümkün. Aynı zamanda yazıtların unutulmaya yüz tutmuş bir alfabeyle oluşturulması da tarihi değerini artıyor.

Büyüleyici Rota: Likya Yolu

Yeşil ve mavinin eşsiz uyumuyla huzurlu ve bir o kadar da dinlendirici bir maceraya ne dersiniz? Hazırsanız sizi dünyanın en güzel yürüyüş rotasına çıkarıyoruz. 

Likya yolu hakkında bilmeniz gerekenlerden bahsettiğimiz yazımızı okumak için tıklayın.

535 km’lik Likya Yolu, nefes kesici manzarasıyla ömrünüz boyunca hatırlayacağınız bir Akdeniz turu ile sizleri bekliyor. Bahar ve yaz aylarının vazgeçilmezi olan doğa yürüyüşleri yerli ve yabancı pek çok turist tarafından tercih ediliyor. 

Fethiye’nin Hisarönü ilçesinden başlayan heyecanlı  yolculuğunuz Antalya’nın Geyikbayırı Köyü’nde sona eriyor. Kızılçam ağaçlarının hışırtısı, denizden gelen iyot kokusu ve Akdeniz güneşi size yol boyunca eşlik ediyor. Bu yürüyüş parkurunu özetlemek gerekirse adeta şiir gibi. 

Likya Yolu toplam 19 antik kenti birbirine bağlayarak sizleri tarihte yolculuğa çıkarıyor. Roma Dönemi tiyatroları, lahitler, sütunlar ve daha pek çok kültürel kalıntıyı bizzat kendiniz keşfediyorsunuz. 

Kamp yapmayı seviyor musunuz? O halde Likya yürüyüşüne çıkarken çadırınızı almayı unutmayın. Doğayla iç içe olabileceğiniz lokasyonlarda kamp kurarak ruhunuzu dinlendirebilirsiniz.

Eğer kendinize güveniyorsanız: “535 km’yi tek solukta bitiririm!” diyorsanız hadi gelin. Toros Dağları’nın tertemiz havası ve muhteşem deniz manzarasıyla Likya Yolu sizleri bekliyor. 

Xanthos-Letoon Antik Kenti’ni gezip, görmek bir gününüzü alabilir. Fakat sizde bıraktığı etkinin bir ömür süreceğine eminiz. 😊

Antalya’da Kiralık Araç mı Arıyorsunuz?

Birçok farklı marka ve modeli bulabileceğiniz, Türkiye’nin 1 numaralı araç kiralama platformu Yolcu360 ile dünyanın 110 ülkesinde, 1 dakikadan kısa sürede aracınızı kiralayabilirsiniz. Ödüllü Misafir Merkezimize (0850 360 5 360) 7/24 ulaşabilirsiniz. Ayrıca mobil uygulamamızı aşağıdaki bağlantılardan indirebilirsiniz.