Göbeklitepe
Göbeklitepe 12.000 yıl öncesine uzanan hayranlık uyandıran tarihiyle, Türkiye’nin ve dünyanın en eski taş yapısı ve ilk ibadethanesi olarak hatırı sayılır bir üne sahiptir. Göbeklitepe özellikleri itibariyle hem bir inanç merkezi hem de bir antik kent olarak değerlendirilebilir. Arkeolojik çalışmalar, Göbeklitepe kazılarının çevresinde çok büyük bir yerleşim olduğuna dair bulgular ortaya çıkarmıştır.
Göbeklitepe’nin bir diğer özelliği de tarım için yerleşik hayata geçildiğini savının tersini ispatlar nitelikte bir yapı olmasıdır. Göbeklitepe insanoğlunun inanç ve ibadet için yerleşik hayata geçip, avcılık ve toplayıcılığın yerine tarımı bu sebeple seçtiğine yönelik çok önemli bulgular sunmaktadır.
Göbeklitepe hakkında Tanrılar Çağ gibi pek çok eser geçtiğimiz yıllarda kaleme alınmıştır. Çünkü Göbeklitepe’nin dünya tarihi açısından önemi kelimelerle ifade edilmeyecek kadar büyüktür. Şimdiye kadar 20’ye yakın taş çemberin saptandığı bunlardan ancak 3 tanesinin günışığına çıkartılabildiği Göbeklitepe kazı alanı geçtiğimiz yıl içerisinde büyük bir ziyaretçi merkezine kavuştu.
Şanlıurfa gezilecek yerler yazısını tıklayınız.
Kazı alanına Şanlıurfa GAP Havalimanı araç kiralama seçeneklerini değerlendirerek rahatlıkla ulaşabilirsiniz. Bu noktada Yolcu360 birbirinden cazip fırsatlar sunmakta. Aynı zamanda Şanlıurfa araç kiralama fiyatlarına göz atıp şehir merkezinden de yola çıkabilirsiniz.
Şanlıurfa’da ne yenir sorusunun cevabı için tıklayınız.
Türkiye’de görülmesi gereken diğer Antik kentler
Antik kentler. tarih boyunca onlarca uygarlığa ev sahipliği yapmış topraklarımızdaki en büyük kültürel kazanımlarımızdır. Titizlikle yapılan arkeolojik kazılar sayesinde bu zengin tarih ve kültürle bizzat buluşabilme şansına sahip oluyoruz. Bu kültür mozaiğine ilginiz varsa, yazımıza bir göz atmanızı tavsiye ederiz. Bu arada ilkbahar mevsim itibariyle Türkiye’nin her bölgesinde ılıman geçen ilkbahar mevsimi, seyahatleriniz için en uygun zaman olacağından kaçırmadan planlarınızı yapmanızı dileriz…
Aydın
Magnesia Antik kenti : Aydın Ortaklar – Söke yolu üzerinde bulunan ve az bilinen bu antik kentin, M.Ö 4. Yüzyılın başlarında kurulduğu ve M.S 12. yüzyıla kadar devam ettiği bilinmektedir. Kentin çevresini saran surlar yaklaşık 1,5 km uzunluğunda olup, günümüze bu surlardan sadece çok ufak bir kısmı kalmıştır. İyonya’da Efes-Priene-Tralles üçgenini birbirine bağlayan yollar üzerinde olması sebebiyle ticari açıdan stratejik bir konuma sahiptir.
Didim tatili için ipuçları yazısına tıklayınız.
Priene Antik kenti : Aydın’ın Söke ilçesinde Menderes nehri kenarında kurulmuş olan bu şehir, ilk kurulduğunda deniz kenarında olmasına rağmen, yıllar boyu Menderes nehrinin taşıdığı alüvyonlar nedeniyle şimdi kilometrelerce içerde kalmıştır.Kentin en önemli yapıları arasında Athena tapınağı, Demeter Tapınağı, Zeus tapınağı, Büyük İskender’in evi, Bizans Klisesi ve Agora sayılabilir.
Aydın araç kiralama için tıklayınız.
Milet antik kenti : Aydın’ın Didim ilçesinde, Menderes nehrinin ağzına yakın, antik bir liman şehri olan Milet, Büyük Menderes tarafından limanı doldurulduğu için denizden 10km içeride kalmıştır.İyonya’nın başkenti olan Milet, antik çağın kültür başkenti olmuş ve birçok ünlü felsefeci, bilgin ve mimar yetiştirmiştir. Antik dönemin yedi bilgesinden biri olan Miletli Thales, Miletos asıllı olup, ilk filozoflardandır.
Kuşadası gezi rehberi için tıklayınız.
Antalya
Myra Antik Kenti : Antalya’nın Demre ilçesinde yer alan antik Likya kenti Myra, Aziz Nikolas’ın piskoposluk yaptığı yer olması sebebiyle Ortaçağ boyunca ününü sürdürmüştür.İlk olarak bugünkü kalıntılarını görebildiğimiz kaya mezarlarının üzerindeki tepede kurulmuş ve genişleyerek yayılmıştır.
Muğla Dalaman Havalimanı araç kiralama için tıklayınız.
Side Antik Kenti : Anadolu’nun en eski yerleşim yerlerinden olan Side Antik kentinin tarihinin M.Ö 8. Yüzyıla dayandığı düşünülmektedir. Lidya, Pers, Helen ve Roma uygarlıklarına ev sahipliği yapan kentin adı Anadolu dilinde Nar anlamına geldiğinden “Narlar Kenti” olarak da bilinmektedir. Deniz kenarında bulunan kentin en önemli yapıları, Kent surları, Büyük Kapı, Antik Tiyatro, Agora Hamamıdır.
Side Antik Kenti gezi rehberi için tıklayınız.
Antalya Side araç kiralama için tıklayınız.
Batman
Hasankeyf : 6000 yılık geçmişi olduğu tahmin edilen ve Dicle Nehri üzerinde kurulmuş olan Hasankeyf, kayalara oyulmuş konutları sebebiyle süryanice kaya kelimesinden türetilmiş kifos ve ciphas isimleriyle anılmış. Sonraları “mağaralar şehri” ya da “kayalar kenti” anlamına gelen “Hısnı Keyfa” denilmiş. Orta çağ İslam tarihçilerine göre doğal kayalardan oluşan sarp kalesi ve korunmaya elverişli coğrafi yapısı nedeniyle bu adı aldığı sanılıyor. Orta çağın en önemli ticari şehirlerinden biri olan Hasan Keyf şu an Dicle nehri üzerine yapılması planlanan Ilısu Barajı ve Hidroelektrik santrali gölü nedeniyle sular altında kalma tehlikesindedir.
Hasankeyf gezisi için tıklayınız.
Batman Havalimanı araç kiralama için tıklayınız.
Çorum
Alacahöyük Ören Yeri : Çorum’un 45 km. güneyinde, Alaca İlçesi’nin 17 km. kuzeybatısında yer alan Alacahöyük , Tunç çağı ve Hitit döneminin önemli merkezlerindendir. İçerisinde bulunan anıtsal sfenksler, kalker temel üzerine andezit bloklarla inşa edilmişlerdir. Yapıdaki en önemli parçalar, Eski Tunç Çağı’na ait 13 kral mezarı buluntularıdır.
Hattüşaş Ören yeri : M.Ö. 17. Ve 13. yüzyıllarda Hitit İmparatorluğunu’nun başkenti olan ve 1986 yılında Unesco Dünya Mirasları listesine dahil edilen bu antik kent, Çorum’un Boğazkale ilçesine 4 km yakınlıktadır. Oldukça büyük bir alana yayılan bu tarihi kentte yapılan kazılarda; Hatti, Hitit, Asur Roma, Frig ve Bizans olmak üzere birçok kültüre ait kalıntılar bulunmuştur.
Çorum araç kiralama için tıklayınız.
Denizli
Leodikya Antik Kenti : Denizli’nin 6 km. kuzeyinde yer alan antik Leodikya antik kenti, MÖ 261-263 yılları arasında II. Antiokhos tarafından kurulmuş ve kente Antiokhos’un karısı Leodikya’nın adı verilmiştir.Kentte ön plana çıkan günümüze kadar gelmiş yapılardan Tiyatro, Stadyum, Anıtsal çeşme, Meclis Binası, büyük Kilise ve Zeus tapınağının, MÖ 1. yüzyıla ait olduğu düşünülmektedir.
Leodikya Antik Kenti gezilecek yerler için tıklayınız.
Heirapolis : Denizli ilinin 18 km. kuzeyinde yer alan Hierapolis antik kentinin Arkeoloji literatüründe “Holy City” yani Kutsal Kent olarak adlandırılması, kentte bir çok tapınağın ve diğer dinsel yapıların varlığından kaynaklanmaktadır. M.Ö 2. yüzyıl başlarında kurulduğu ve Bergama’nın efsanevi kurucusu Telephos’un karısı Amazonlar kraliçesi Hiera’dan dolayı, Hierapolis adını aldığı bilinmektedir. Deprem kuşağı üzerinde bulunan kent, Neron dönemi depreminden büyük zarar görmüş ve tamamen yenilenmiştir. Daha sonraları da bir kaç deprem geçiren kent,Hellenistik niteliğini kaybetmiş, tipik bir Roma kenti görünümünü almıştır. Şehrin giriş kapısında işlenmiş olan Medusa figürü, tanrıça Medusa’dan korunmak için yapılmıştır. Şehir, 1988 tarihinde hem doğa hem de kültürel miras olarak Unesco Dünya Mirasları Listesine alınmıştır.
Gaziantep
Zeugma : Gaziantep merkezinin yaklaşık 50 km dışında Nizip ilçesi, Belkıs Köyü sınırları içinde bulunan Zeugma antik kenti Fırat Nehri kıyısında kurularak, ekonomik açıdan da tarihte önemli bir yer edinmiştir. Yaklaşık 20.000 dönümlük bir alan üzerine kurulan kentin adını Büyük İskender’in generallerinden biri olan Selevkos Nikator vermiştir. Fırat Nehrinin ve kendi adının birleşimiyle (fırat’ın silifkesi) Selevkos Euphrates adını almıştır. Bu antik kentten günümüze kalanlar içinde en dikkat çeken ve en çok bilinen eserler Triton, Poseidon, Oceanos, Tethys ve Çingene kız mozaiklerdir.
İzmir
Efes Antik Kenti : İzmir’in Selçuk ilçesi sınırları içerisinde bulunan antik kentin kuruluşu M.Ö. 6000 yıllarına dayanır. Tarihi boyunca farklı dönemlerde Roma, Yunan ve Türklere ev sahipliği yapmış olan Efes, Helenistik ve Roma dönemlerinde en parlak zamanlarını yaşamıştır. İçerisinde bulunan Artemis Tapınağı, Meryem Ana Kilisesi ve Ashab-I Keyf yapıtları ile bu olağanüstü eser, din ve kültür turizmi açısından da dünyaca ilgi odağı olmuştur. 1994 yılında Unesco Dünya Mirasları Listesinde geçici olarak yer alan Efes Antik Kenti, 2015 yılında ana listeye dahil edilmiştir.
Bergama Antik Kenti : İzmir‘in 100 km kuzeyinde Bakırçay Havzasında yer alan 8.500 yıllık tarihi geçmişi olan Bergama Antik Kenti, uygarlık tarihinin en eski yerleşim yerlerinden biridir. İyon, Helen, Roma, Bizans dönemlerinin en etkileyici anıtsal eserlerine sahip olan Bergama, Hellenistik dönemin kültür, bilim ve sanat merkezi olarak önem taşımakla beraber, günümüze kalan birçok yapıtıyla da Türkiye için en önemli kültür hazinelerinden biri olmuştur.
Konya
Çatalhöyük Ören Yeri : Günümüzden 9 bin yıl önce yerleşim yeri olmuş Çatalhöyük, Konya’nın 50 km güney doğusundadır. Tarihi Neolitik Çağ ve Kalkolitik Çağ’a uzanan ve geniş bir yerleşim yerine sahip bölge, Doğu ve batı yönlerinde yan yana iki höyükten oluşmaktadır. Doğudaki Çatalhöyük (Doğu) olarak adlandırılan yerleşme Neolitik Çağ’da, Çatalhöyük (Batı) olarak adlandırılan batıdaki höyük ise Kalkolitik Çağ’da iskan görmüştür. 2012 yılında Unesco Dünya mirasları listesine giren Çatalhöyük’teki en ilgi çeken özellik şüphesiz ki içlerine çatılardan girilen birbirlerine bitişik evler ve sokağı olmayan yerleşim yerleridir.
Muğla
Xanthos : Fethiye – Kaş yolu üzerinde, Fethiye’ye 55 km uzaklıkta Kınık Köyünün hemen yanında yer alan Xanthos, dağlık Likya eyaletinin en eski ve en büyük kentidir. Xanthos ırmağının vadisinde kuruludur. Tarihi M.Ö 8. Yüzyıla dayanan bu antik kent, Likya bölgesinin (Teke Yarımadası) idarî ve dinî merkeziydi. Pers imparatorluğunun istilasına kadar bağımsız bir şehir devleti olan Xanthos, içine kattığı bir çok uygarlıkla kültürünü de zenginleştirmiş, Likya geleneklerine Helenistik ve Roma dönemi etkilerini içine katmıştır. 1988 yılında Unesco Dünya Mirasları listesinde yerini almıştır.
Şanlıurfa
Göbeklitepe : Günümüzden yaklaşıl 12.000 yıl önce inşa edilmiş, dünyanın bilinen en eski kült yapı topluluğu,Şanlıurfa il merkezinin yaklaşık olarak 22 km. kuzeydoğusunda, Örencik Köyü yakınlarında yer almaktadır. T biçimindeki 10 – 12 dikilitaşın yuvarlak planda dizilişi ve aralarının taş duvarla örülüşü bu yapıların en önemli özelliklerindendir. Tüm bu dikili taşlar stilize insan heykelleri olarak yorumlanmaktadır.
Add comment