Yolcu360 Blog
Araç Kiralama > Yolcu360 Blog > Bilgi > Kültür Sanat > Asırlık bir gelenek: Pavli Panayırı / En iyi fotoğraf nasıl çekilir?

Asırlık bir gelenek: Pavli Panayırı / En iyi fotoğraf nasıl çekilir?

Pehlivanköy diğer ismiyle Pavli, Kırklareli’ye bağlı bir ilçe. Bu ilçede 100 yılı aşkın süredir devam eden bir panayır geleneği yaşatılıyor. Özellikle insan manzaralarını fotoğraflamak adına çok özel kareler sunan Pavli Panayırı’nı gezen profesyonel fotoğraf sanatçısı Emre Ahmet Seçmen, çok özel bir fotoğrafçılık rehberi hazırladı. İşte Pavli‘de en iyi fotoğrafı çekmenin püf noktaları…

Pavli ‘ye nasıl gidilir?

1980 öncesi ülkemizin birçok yerinde hem farklı köylerden insanların buluşması, aralarındaki ticaretin ve dostluğun geliştirilmesi için yapılan panayırlar, neredeyse günümüzde artık yok denecek kadar az. Bu yıl 109 uncusu yapılacak olan Pehlivanköy diğer adıyla “Pavli” Panayırı, sadece gelenekleri yaşatan bir organizasyon değil aynı zamanda Türkiye’nin dört bir yanından fotoğrafçıların da buluştuğu bir portre yakalama alanı olarak karşımıza çıkıyor. Her yıl Eylül ayının 2. Haftasında 4 gün süren bir etkinlik olan panayıra, İstanbul-Edirne istikametinde E5 hattında devam edildiğinde Babaeski’yi geçtikten sonra sola doğru ayrılan Pehlivanköy ayrımından ulaşabilirsiniz. Pavli yolculuğuna çıkmadan önce Yolcu360’ın cazip kiralık araç tekliflerine bir göz atmanızı tavsiye ederim.

Trakya’nın ruhunu yansıtan panayır: Pavli

Pavli Panayırı, Pehlivanköy’den geçen demiryolunun diğer tarafında kalan boş arazide kuruluyor. Panayır; tam ortasında büyük bir lunapark, alanın diğer kısımlarında köylerden traktör ve kasalarla gelenler için bırakılan park alanı, açık havada kurulan meyhaneler, yemek alanları, giyim pazarı, halka, kaleye şut atma, tombala gibi farklı etkinliklerin olduğu alanlar olarak bir bütün haline dönüşüyor.

Pomaklar, göçmenler ve Romanlar ağırlıklı olmak üzere, Trakya’nın farklı bölgelerinden gelen birçok insan burayı tek kelimeyle bir cümbüş alanına dönüştürüyor.

Biraz önce de bahsettiğim gibi fotoğrafçılar için bir cennet olan panayır, portre ve insan manzaralarını sizlere sunuyor. Genelde büyük şehirlerde portre fotoğrafı çekme anlamında sorunlar yaşarız. Birçok fotoğrafçı portre çekimleri yapacağı kişilerle önceden diyaloglar kurar ve onu samimiyetine inandırır ve ondan en estetik pozları almaya gayret eder. Hiç tanımadığınız birini fotoğraflamak için makinenizi ona doğru yönlendirdiğinizde sizin istediğiniz poz bozulabilir veya karşı taraftan olumsuz tepkiler gelebilir. İstanbul’da portre fotoğrafı çekmek istediğimde son zamanlarda çok fazla başıma gelen bir olaylar silsilesidir.

Burada 2 seçeneğiniz var, ya tele (uzun odaklı) lensler kullanıp başka bir deyişle çaktırmadan yakalamak; diğer seçenek ise samimiyeti kurmak. Özellikle kurmaca olmayan sade, doğal insan manzaraları yakalamak isteyen fotoğrafçılara tavsiyem, mutlaka çekim yaptığınız kişiyi yakalamak veya olumsuz tepkiye karşı bir önlem almak için onlara çektiğiniz fotoğrafları mail ile gönderin, mail kullanmıyorsa bastırıp gönderin ona hediye edeceğinizi söyleyin. Bunlar kaçak dövüşmenin kriterleri değil aynı zamanda insanlarla samimiyet kurmak ve kendinizi ifade etmek için bir standardı olmalı bence.

Pavli’de başınıza gelebilecek şeyler…

2014 yılında Pavli Panayırı’nda yaşadığım birkaç olayı sizlerle paylaşmak isterim. Yine panayır alanında dolaşıyor, fotoğraf çekiyorum. Izgarada açık havada köfte pişiren bir abimin fotoğrafını çektim gayet de güzel poz verdi. Sonrasında bana dedi ki: “Ya siz sürekli burada bizlerin fotoğrafını çekiyorsunuz, bunları ne yapıyorsunuz?”. Kendisine dedim ki ben fotoğrafçıyım, işim bu. Buradaki manzaralar hoşuma gidiyor, o yüzden bu panayırı sık aralıklarla ziyaret ediyorum. Buradaki birçok kişi de amatör veya profesyonel olarak bu amaçlarla buraya gelip sizleri fotoğraflıyor emin olabilirsiniz. Bunları duyunca gayet samimi olarak “Hee eyvallah” diyerek selamlaşarak ayrıldık. Tabi burada bir parantez açmak gerekli; kendim de Trakyalı biri olarak şunu söylemek isterim, Trakya insanının genelinde bir neşe ve samimiyet fazlasıyla vardır. Bu tarz ortamlarda ve diyaloglarda samimi davranışına devam eder, anlaşmak kolaydır.

Yine bir başka yaşadığım olayda ise bir açık hava meyhanesinde bir grup insan içiyor, yanında çalgıcılar var eğleniyor oynuyorlar. İçeri girip yanlarına kadar yaklaştım, yanımda 3-4 fotoğrafçı daha vardı. Gayet hem eğleniyoruz hem de fotoğraf çekiyoruz. Bir anda mekan sahibi yanımıza geldi ve “yeter hadi çıkın bakalım, her yer fotoğrafçı yetti be..” gibi bir cümleyle bizi oradan çıkardı. Burası fotoğraf çekmek yeri değil, yeme içme yeri. Yiyip içmeyecekseniz buradan çıkın havasına döndürdü.

Çok fazla yadırgamamakla birlikte bu tarz olayların da yaşandığını gördüm. Ama burada gerekirse orada oturup bir şeyler yiyip içip bir yandan fotoğraf çekebilirsiniz.

Pavli Panayırı’na gitmek için en ideal çözüm kişisel arabanızla ve 4-5 arkadaşla gitmek. Bu şekilde organizasyon daha eğlenceli olacaktır. Kişisel araba yoksa en iyi çözüm otobüsle gitmekten ziyade araç kiralamak olabilir. Çünkü Pehlivanköy, otobüslerin sürekli geçtiği bir yol hattında kalmıyor. Özellikle panayır zamanlarında gelen otobüslerin çoğu dolu oluyor ve kalabalıktan yer bulmak biraz zor hale geliyor.

 

Fotoğraf adına yapılacak şeylere gelirsek…

Öncelikle lunapark etrafında sürekli bir tavaf yapmanız gerekli. Aynı bölgeden her geçişinizde burada farklı bir insan manzarası yakalamak çok olası. Sabah 10’da panayır alanını turlamaya başlayın ve gece geç saatlere kadar bunu sürdürün, arada yorulursanız panayır içinde bir şeyler yiyin, için. Özellikle gece saatlerinde meyhane bölgesinde eğlence ve oyun dozu bir hayli katlanıyor ve fotoğraf anlamında daha da zenginleşiyor.

İnsan manzaraları ve portre fotoğrafları çekmek için ihtiyacınız olan temel şey sabit 50mm veya 85mm lens. Bu lenslerin hem çok fazla ışık alabilmesi ve yüksek enstantane değerlerine çıkabilmesi mümkün olduğu için hareketli ortamlarda sizleri rahat ettirebilir. Aynı zamanda bu lensler size gece çekimlerinde de fazla ışık alabilmesi anlamında çok fayda sağlayacaktır.  Fiyat olarak makul olmasa da tele-zoom lensleri de uzaktaki detayları fark ettirmeden çekmek için burada kullanabilirsiniz. Buradaki insanları yakından çekmek istediğinizde bulundukları ortamı da dahil etmek için bir geniş açı kullanmakta fayda var.

Yine günbatımına doğru ve gece lunapark bölgesinde tripod kurup, gondol ve balerinin dönüşü sırasında uzun pozlama ve ışık oyunları yapılabilir. Romanların işlettiği halka oyunu, kaleye şut atma bölümünde mutlaka fotoğrafçı olmayan bir arkadaşınıza bunları oynattırın ve geniş açıyla alt açılardan panayır çadırları alanındaki bu insan manzaralarını mutlaka yakalamaya gayret edin.

 

 

Gecenin ilerleyen saatlerinde yine açık hava meyhaneleri bölgesinde kendinizi bir yandan oyun havalarına kaptırıp hiç tanımadığınız insanlarla birlikte karşılıklı göbek atıp fotoğraf çekerek günü noktalayın. Bir sonraki fotoğraf rotasında görüşmek üzere…

*Fotoğrafların telif hakları Emre Ahmet Seçmen’e aittir

Yorum ekle